MISIR GEZİSİ-II
- Mustafa Sari
- 5 Kas 2019
- 3 dakikada okunur
İSKENDERİYE

Mısır’ın ikinci büyük kenti İskenderiye’ye otobüsle gittik. İskenderiye şehri Makedonyalı kumandan İskender’in kurduğu dünyanın en eski şehirlerinden birisidir. Burada, zamanımız sınırlı olduğu için, otobüsle kısa bir şehir turu yaptıktan sonra kalan süre içerisinde gezdiğimiz bir kaç yerin fotoğraflarını ve kısa bilgiyi paylaşmak istedim.
İskenderiye Kütüphanesi: Tarih bilgilerine göre,, aynı adı taşıyan kütüphane MÖ 300 yıllarında yapılmıştı. Görkemli dönemlerinde kütüphane dönemlerinde 900 binden fazla el yazması kitap ve eseri barındırıyordu. Başlıca fizik, kimya, tıp, matematik, astronomi, edebiyat ve felsefe alanlarında eserlerin bulunduğu kütüphanede diğer dillerden Yunancaya çevrilmiş kitaplar da yer alıyordu. Yüzlerce sene öncesine, girişinde “bilim bizi tanrıların gazabından kurtarır” yazan bir kültür ocağı.
Bir bilim merkezi vazifesi gören İskenderiye Kütüphanesi, bu yönüyle dünyanın farklı coğrafyalarından bilim adamlarının şehre gelerek buradaki entelektüel hayata katılmalarının başlıca sebebi olarak görülmektedir.Kimler yok ki burada ?. Matematik bilgini Öklid, suyun kaldırma gücünü bulan mekanik bilimci Arşimet, tıp bilimci Herofilos, gökbilimci Eratosthenes, Batlamyus gibi isimler bu kütüphanede çalıştılar. “Düşünme hakkınızı saklı tutun, yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir” demiş tarihte bilinen ilk kadın matematikçi, filozof, astronom Hypetia ve daha niceleri.
Bir zamanlar dünyanın en önemli kütüphanelerinden biri olan orijinal el yazması binlerce eserin bulunduğu İskenderiye Kütüphanesi, savaşlardan zarar görmüş, yakılmış, yıkılmış ve yok olmuştur.
Yeni İskenderiye Kütüphanesi (Bibliotheca Alexandrina) :
UNESCO ve Mısır Hükümeti, adı geçen kütüphaneyi yeniden canlandırmak amacıyla, 1988 yılında uluslararası bir yarışma açtı. Uluslararası Mimarlar Birliği üyesi olan mimarların katılabildiği, tek aşamalı olan yarışmaya 1366 ekip başvurdu ve 524 proje teslim edildi.
Uluslararası ve Mısırlı mimarlardan oluşan jüri üyeleri projeleri değerlendirirken, kent silueti ve çevre ile ilişki, mimari form, ekonomik olması gibi kriterleri göz önünde bulundurdular. 524 projeden, birinci, ikinci, üçüncü projelerin yanında 13 proje de mansiyon ile derecelendirildi. Yarışmada birinciliği Norveç kökenli Snohetta Architects imzasını taşıyan proje kazandı.
El yazması eserler, basılı yayınlar, harita, müzik kayıtları vb. belgelerin saklanacağı, kültürel ve eğitsel mekanları da içerecek şekilde kütüphanenin programı oluşturuldu.
Antik kütüphanenin yeniden ayağa kaldırılmasıyla birlikte Mısır, Kuzey Afrika, Akdeniz ve Arap kültürlerinin canlandırılması hedeflendi. Yakın devir Mısır’ın en değerli eserlerinden olan İskenderiye Kütüphanesi’nde 13 araştırma merkezi, 9 enstitü, 6 özel temalı kütüphane, 4 müze ve 15 kalıcı sergi bulunmaktadır. 70.000 metrekarelik okuma salonuyla dikkat çeken kütüphane her yıl iki milyona yakın ziyaretçi ağırlamaktadır. 13 araştırma merkezi, 9 enstitü, 6 özel temalı kütüphane, 4 müze ve 15 kalıcı sergi bulunmaktadır. Yeni kütüphaneden çekilen birkaç fotoğraf :

Yeni kütüphaneden genel görünüm

Yeni kütüphaneden genel görünüm

Kütüphanenin dış duvarlarına dünya dillerinin alfabelerinden örnek harfler yazılmıştır.


Kütüphanenin okuma salonlarından birinin iç görünüş
İskenderiye Feneri:
Dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen ve Faros Adası’na yapılan İskenderiye Feneri, depremlerle zarar görerek tamamen yıkılmıştır. Günümüzde kalıntıları sular altında olan İskenderiye Feneri, tarihte yapılmış deniz fenerleri arasında en yüksek olanıdır. İskenderiye Feneri'nin yapımı milattan önce 285-246 yılları arasında sürmüştür. 3 bölümden oluşan fener, 135 metre yüksekliğinde idi. Fenerin toplam yüksekliği 117 metreydi ve bu yükseklik günümüzdeki 40 katlı binalara eşittir. En tepede tunçtan yapılmış gizemli ayna, fenerin tepesinde de Tanrı Poseidon’un bir heykeli vardı.
Çağında dünyanın en uzun yapısı olarak biliniyordu. Ama Fener’in gizemli yönü olan ünlü “Ayna” bilimcileri daha çok ilgilendirmektedir. Fenerin ışığını yansıtan aynanın 50 kilometre (35 deniz mili) uzaklıktan görüldüğünü kimi kaynaklar yazmaktadır. Şimdiki İskenderiye kentinin önünde bulunan Pharos Adası (Faros okunur)‘nda. Türkçe’ye Fransızca’dan geçmiş olan far (örnek : otomobil farı) sözcüğünün kökü bu adanın adıdır.

Eskenderiye Feneri (eski, temsili resim)
Çeşitli depremlerle yıkılan İskenderiye Fenerinin, edilenen bilgiye göre, uluslararas birı proje ile önümüzdeki yıllarda yeniden yapılması planlanlanmış bulunmaktadır.
Kayıtbay Kalesi:
Faros adasında İskenderiye Feneri’nin kalıntılarıyla yapıldığı düşünülen Kayıtbay Kalesi, 15. yy’da Memluk Sultanı Kayıtbay tarafından inşa edildi. İskenderiye’nin savunması için yapılan kale, 1882 yılında İngiliz bombardımanında hasara uğramış, 1984 yılında restore edilmiş olup halen müze olarak kullanılmaktadır.

İZLENİMLERİM
Kuşkusuz kısa süreli gezilerde bir ülke ve insanları hakkında kesin ve doğru yargıya varılamaz. Bu yüzden ‘’izlenimlerim’’ sözcüğünü kullandım. Uçakta hosteslerin ve sonra Kahire’de, gördüğüm kadarıyla, bayanların giyiminin bizden daha muhafazakar olduğunu söyleyebilirim. İlk olumsuz şoku girişte pasaport kontrolü sırasında yaşadım. Koskoca uçaktaki yolcular, yavaş yavaş da olsa, sorunsuz geçerken, benim pasaportumu, her nedense, epey bir süre tuttuktan sonra verdiler.
Tırafik kurallarına uyma, yüksek tondan konuşma ve başkalarına saygı (trafikte, kuyrukta vb) konularında bize benziyorlar. Hijyen konusunda sanırım bizden daha kötüler. Çünkü, Kahire içerisinde otobüsle giderken, havuç gibi sebzelerin Nil Nehri’nin yan kollarında bile yıkandığını, eşek arabasından, evet eşeğin çektiği arabadan düşen ekmeklerin de apar topar toplanarak düşmeyenlerin üzerine konduğunu bizzat gördüm. Kentlerin beton yığınına dönüşmesi de bizdekine benziyor. Alış verişlerde pazarlık, hizmet sunumlarında bahşiş var. Bununla birlikte, genellikle, halktan konukseverlik gördük. Sonuç olarak, Antik Mısır uygarlığının bıraktığı sanat eserleri karşısında hayranlık duydum ve ‘’ iyi ki gitmişim’’ dedim.
Comments